Vergi davaları,Vergi danışmanı
trende

SAHTE FATURA (NAYLON FATURA) SUÇLARINDA DAVA ZAMANAŞIMI NEDİR?

15.10.2019
11.626
SAHTE FATURA (NAYLON FATURA) SUÇLARINDA DAVA ZAMANAŞIMI NEDİR?

SAHTE FATURA (NAYLON FATURA) SUÇLARINDA DAVA ZAMANAŞIMI NEDİR?

         Zamanaşımı kısaca yasada öngörülen sürelerin dolmasıyla belli yükümlülüklerin sona ermesi olarak tanımlanabilir. Sahte fatura kullanma veya düzenleme fiili vergisel yükümlülüklerin yanı sıra ceza hukuku bakımından da hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektirmektedir.

Vergi kanunlarında tarh ve tahsil zamanaşımına dair hükümler yer almaktadır. Vergi suçundan kaynaklanan davalarda öngörülen dava ve ceza zamanaşımı kavramları ise Türk Ceza Kanununda düzenlenmiştir.

Dava zamanaşımı nedir?

Dava zamanaşımı, sahte fatura kullanma veya düzenleme suçu ile ilgili olarak kovuşturma yapılmasına engel bir haldir. Ceza zamanaşımı ise  kesinleşmiş mahkûmiyet hükmünün infazının yapılamaması halidir.

Dava zamanaşımı, Vergi Usul Kanununa muhalefet suçlarında dava açılmasına veya açılan davanın devamına imkan vermeme halidir. Suçun tamamlanmasından sonra yasada öngörülen sürenin geçmesiyle dava zamanaşımı durumu meydana gelebilmektedir. Dava zamanaşımının dolması halinde  CMK’nın 223. Maddesine göre davanın düşmesine karar verilmektedir.

Davanın devamı sırasında beraat kararı verilmesi gereken bir durum var ise öncelikle beraat kararı verilmesi böyle bir durumun olmaması halinde düşme kararı verilmesi gerekir.

Davanın zamanaşımına uğrayıp uğramadığını konusu öncelikle ele alınması ve karara bağlanması gereken bir durumdur.

Dava zamanaşımı süreleri ne kadardır? Sahte fatura kullanma ve düzenleme suçlarında dava zamanaşımı süresi ne kadardır?

TCK’nın “Dava zamanaşımı” başlıklı 66. Maddesine göre,

Madde 66- (1) Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası;

  1. a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
  2. b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,
  3. c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
  4. d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,
  5. e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,

Geçmesiyle düşer.

TCK’nın “Dava zamanaşımı süresinin durması veya kesilmesi başlıklı 67. Maddesine göre,

“ (1) Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının, izin veya karar alınması veya diğer bir mercide çözülmesi gereken bir meselenin sonucuna bağlı bulunduğu hallerde; izin veya kararın alınmasına veya meselenin çözümüne veya kanun gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava zamanaşımı durur.

(2) Bir suçla ilgili olarak;

  1. a) Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi,
  2. b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
  3. c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
  4. d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi,

Halinde, dava zamanaşımı kesilir.

(3) Dava zamanaşımı kesildiğinde, zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Dava zamanaşımını kesen birden fazla

nedenin bulunması halinde, zamanaşımı süresi son kesme nedeninin gerçekleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar.

(4) Kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar.”

Vergi Usul Kanunun 359. Maddesine göre,

“2) Defter, kayıt ve belgeleri tahrif edenler veya gizleyenler veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar,

Hakkında on sekiz aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit olduğu halde,  inceleme sırasında vergi incelemesine yetkili kimselere defter ve belgelerin ibraz edilmemesi, bu fıkra hükmünün uygulanmasında gizleme olarak kabul edilir. Gerçek bir muamele veya duruma dayanmakla birlikte bu muamele veya durumu mahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırı şekilde yansıtan belge ise, muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgedir.

  1. b) Vergi kanunları uyarınca tutulan veya düzenlenen ve saklama ve ibraz mecburiyeti bulunan defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge, sahte belgedir.
  2. c) Bu Kanun hükümlerine göre ancak Maliye Bakanlığı ile anlaşması bulunan kişilerin basabileceği belgeleri, Bakanlık ile anlaşması olmadığı halde basanlar veya bilerek kullananlar iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Bu hükümlere göre sahte belge suçlarında üst sınır beş yıl olduğu için dava zamanaşımı 8 yıldır. Ancak soruşturma veya kovuşturma açılması zamanaşımı süresini keseceğinden süreyi %50 fazla yani 12 yıl olarak kabul etmek gerekir.

Dava zamanaşımı suç tarihinden başlar. Zincirleme suçlarda ise son fiilin işlendiği tarihten başlar. 213 sayılı VUK ile düzenlenen suçlar zincirleme suç olarak kabul edildiğinden vergi suçlarında (naylon fatura) dava zamanaşımı son faturanın düzenlediği ayı takip eden ayın 25’inden itibaren işlemeye başlayacaktır. Bu tarih KDV beyanlarının son günüdür.

Sahte Faturadan Kaynaklı Ceza Davalarına İlişkin Emsal Yargıtay Kararları

Yargıtay 11. Dairesinin 13.3.2017 gün ve E:2016/11265 K:2017/1243 sayılı kararı:

SAHTE FATURA KULLANMA (Sanığın 2005 Takvim Yılında Sahte Fatura Kullandığının Kullandığı En Son Sahte Fatura Tarihinin 14.12.2005 Olduğunun İddia Olunduğu/Suç Tarihinin 21.01.2006 Tarihi Olarak Belirlenmesi Gerektiği Cihetle Suç Tarihi İtibariyle Tabi Olduğu 5237 S.K. 66/1-e ve 67/4. Maddelerinde Öngörülen Dava Zamanaşımı Süresinin Suç Tarihinden Hüküm Tarihine Kadar Dolmadığı Gözetilmeden Kamu Davasının Dava Zamanaşımı Sebebiyle Düşürülmesine Karar Verilmesinin Hatalı Olduğu)

DAVA ZAMANAŞIMI SEBEBİYLE DÜŞME (Sanığın 2005 Takvim Yılında Sahte Fatura Kullandığının Kullandığı En Son Sahte Fatura Tarihinin 14.12.2005 Olduğunun İddia Olunduğu/ Suç Tarihinin 21.01.2006 Tarihi Olarak Belirlenmesi Gerektiği Cihetle Suç Tarihi İtibariyle Tabi Olduğu 5237 S.K. 66/1-e ve 67/4. Maddelerinde Öngörülen Dava Zamanaşımı Süresinin Suç Tarihinden Hüküm Tarihine Kadar Dolmadığı Gözetilmeden Kamu Davasının Dava Zamanaşımı Sebebiyle Düşürülmesine Karar Verilmesinin İsabetsiz Olacağı)

 

Yargıtay 11. Dairesinin 18.06.2019 gün ve E: 2016/3728 2019/5333 sayılı kararı:

Sanığa yüklenen “2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek” suçlarının suç tarihleri itibariyle yürürlükte bulunan 213 sayılı VUK’nin 359/b-1. maddesindeki cezasının üst sınırına göre tabi olduğu 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının 2006 takvim yılı yönünden suç tarihinden; 2007 takvim yılı yönünden ise, TCK’nin 66/1-e. maddesinde öngörülen asli dava zamanaşımının kesici son işlem olan sanığın sorgusunun yapıldığı 06.06.2011 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştikleri anlaşılmış ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkında açılan kamu davalarının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE, 18.06.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

 

Yargıtay 11. Dairesinin 17.06.2019 gün ve E: 2016/4032 K:2019/5265 sayılı kararı:

  1. A) Sanık … hakkında “2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek” suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesinde:

Sanığa yüklenen “2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek” suçlarının cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık asli dava zamanaşımının, kesici son işlem olan sanığın sorgusunun yapıldığı 17.05.2011 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen asli zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE, 17.06.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

 

Sorularınız İçin: davavergi@gmail.com

Yasal Uyarı: Sitemizde yayınlanan yazılar telif hakları nedeniyle izin alınmaksızın ve atıf yapılmaksızın kullanılamaz. Yapılan atıflarda, MÜKELLEFHABER / www.davavergi.com adreslerinin belirtilmesi zorunludur.

Daha Fazla Bilgi Almak İçin Bizi Arayabilirsiniz:
WhatsApp chat