Vergi davaları,Vergi danışmanı
trende

VERGİ BORÇLARI YAPILANDIRMALARINI İHLAL ETMENİN SONUÇLARI

VERGİ BORÇLARI YAPILANDIRMALARINI İHLAL ETMENİN SONUÇLARI

VERGİ BARIŞI YASALARI KAPSAMINDA YAPILAN YAPILANDIRMA VE MATRAH ARTIRIMI İHLALLERİNİN SONUÇLARI NELERDİR?

 

 GİRİŞ

            Vergi barışı uygulamaları kapsamında vergi mükelleflerine birtakım haklar ve ödeme kolaylıkları sağlanmaktadır. Kuşkusuz bu kolaylıklardan yararlanmak için vergi barışı yasalarında öngörülen şartların süresinde yerine getirilmesi gerekmektedir.

17.11.2020 tarihli ve 31307 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan 7256 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanunla kesinleşmiş vergi ve ceza borçları başta olmak üzere, sigorta prim borçları, idari para cezaları, öğrenim ve katkı kredisi borçları gibi bir çok kamu alacağının yapılandırılması amaçlanmıştı.

Başvuru tarihi 01.02.2021 tarihi itibariyle sona eren kanun kapsamında 7 milyon 679 bin mükellef yapılandırmaya başvurmuş ve 110 milyar tutarında borç yapılandırılmıştır.

Yapılandırma hükümlerinden yararlanabilmek için öncelikle ilk iki taksitin süresinde ve tam ödenmesi gerekmektedir. Aksi halde yapılandırma bozulacaktır. 7256 sayılı Bazı Alacakların Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda değişiklik Yapılması Hakkkında Kanun ile vergi borçlarını yapılandıran ve ödeme koşullarını yerine getirmeyen mükellefler ile 7143 Sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunla matrah ve vergi artırımında bulunup, süresinde ödeme yapmayan mükelleflerin durumu çalışmamızın konusunu oluşturmaktadır.

1-VERGİ BORÇLARININDA YAPILANDIRMA

YAPILANDIRILAN BORÇLARIN ÖDENMESİ

Gerek 7143 sayılı kanun gerekse 7256 sayılı Kanunla yapılandırma kapsamında ortaya çıkan borçların peşin veya ikişer aylık dönemler hâlinde taksit ile ödenmesi konusunda mükelleflere tercih hakkı tanınmış ve  6, 9,12 ve 18  eşit taksitte ödeme yapma imkanı getirilmiştir. Ayrıca; Peşin ödemede indirim, ilk iki taksit ödeme süresi içinde yapılan ödemede indirim, kredi kartı ile ödeme ve mahsuben ödeme gibi avantajlar da sağlanmıştır.

Hesaplanan tutarların tamamının ilk taksit ödeme süresi içerisinde peşin olarak ödenmesi halinde katsayı uygulanmayacağı ve fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacağı tutarların %90’ının tahsilinden vazgeçileceği yapılandırılmış idari para cezalarından %25 indirim yapılacağı belirtilmiştir. Yapılandırılmış alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması halinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutardan %50 indirim yapılacağı hükmü ile yine hesaplanan tutarların tamamının ilk iki taksit ödeme süresi içinde ödenmesi halinde katsayı uygulanmayacağı ve fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarlar üzerinden %50, yapılandırılmış idari para cezalarından %12,5 indirim yapılacağı ve yapılandırılmış alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması halinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutardan %25 indirim yapılacağı hükmüne her iki kanunda da yer verilmiştir.

 

YAPILANDIRILMIŞ BORÇLARIN SÜRESİNDE ÖDENMEMESİ

Gerek 7143 sayılı gerekse 7256 sayılı Kanunda;  Bu Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerin ilk ikisinin süresinde ve tam ödenmesi koşuluyla, kalan taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az taksitin, süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti (peşin ödeme seçeneğinin tercih edilmesi hâlinde ilk taksiti) izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılır. İlk iki taksitin süresinde tam ödenmemesi ya da süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen diğer taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde bu Kanun hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir .”  hükmü yer almaktadır.

Bu hükme göre, Kanun kapsamında ödenmesi gereken taksitlerin ilk ikisinin süresinde ve tam olarak ödenmek koşuluyla, kalan taksitlerden; bir takvim yılında en fazla iki taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmayacak ve ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının borçlunun başvuru sırasında tercih ettiği taksitlendirme süresinin son taksitini izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla Kanun hükümlerinden yararlanılacaktır.

Dolayısıyla, Kanun kapsamında ödenmesi gereken taksitlerden; İlk ikisinin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi, bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi, süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen taksitlerin geç ödeme zammıyla birlikte son taksiti izleyen ayın sonuna kadar da ödenmemesi hâlinde Kanun hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilecektir.

 

İhlal Sayılmayan Eksik Ödemeler

 

Kanun’a göre ödenecek taksit tutarının %10’unu aşmamak şartıyla 10 Türk Lirası’na (bu tutar dâhil) kadar yapılmış eksik ödemeler için bu Kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmaz ve süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarları ise en geç son taksit (peşin ödeme seçeneğinin tercih edilmesi halinde ilk taksit) izleyen ay sonuna kadar ödenebilecek ve ödemede gecikilen süre için gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı tahsil edilecektir hükmüne yer verilmiştir.

 

İhlal Durumunda Kanun Hükümlerinden Faydalanma

7143 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin sekizinci fıkrasında ve 7256 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin sekizinci fıkrasında, Kanun kapsamına giren alacakların belirtilen şekilde tamamen ödenmemiş olması hâlinde borçluların ödedikleri tutarlar kadar bu Kanun hükümlerinden yararlanacağı belirtilmiştir.

 

İhlal Halinde Alacakların Takibi

 

Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmeyen alacakların, yapılandırma öncesi türü ve vadesi dikkate alınarak takip işlemleri ilgili mevzuat kapsamında yapılacağı ve bu Kanunun yayımı tarihinden önce başlamış olan takip işlemleri geçerliliğini koruyarak kaldığı yerden devam edeceği, dolayısıyla, alacakların Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle yapılandırılması bu alacakların niteliğini değiştirmediğinden, Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmeyen alacakların yapılandırma öncesi türü ve vadesi dikkate alınarak, daha önce yapılan takip işlemleri yenilenmeksizin, bu işlemlere kaldığı yerden devam edileceği belirtilmiştir.

 

2-MATRAH ARTIRIMI

Hatırlanacağı üzere, 18.05.2018 tarih ve 30425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7143 sayılı Kanununla mükelleflere matrah ve vergi artırımı imkanı getirilmişti.

7143 sayılı Kanunla yapılan matrah artırımına ilişkin yasal düzenleme, önceki matrah artırımı kanunlarından farklı olarak matrah artırımı sonrasında ortaya çıkan taksitlerin ödenmemesi halinde, matrah artırımında bulunanlara tanınan vergi incelemesine muhatap olunmama yönündeki ayrıcalıktan mahrum kalınacağına ilişkin bir hüküm içermektedir. Bu hükme göre 7143 Sayılı Kanun ile matrah artırımında bulunup süresinde ödeme yapmayan/yapamayan mükellefler hem incelenebilecek hem de matrah artırımı nedeni ile ödeme planına bağlanan tutarlar terkin edilmeyecek ve ihlal tarihine kadar yapılan ödemeler de iade /mahsup konusu yapılmayacaktır.

7143 sayılı Kanunun 5. maddesinde matrah ve vergi artırımında bulunup, süresinde ödeme yapmayan mükelleflerin matrah ve vergi artırımları ile taksitlendirmelerinin bozulacağı bu mükelleflerin matrah artırımı yaptığı dönemler içinde vergi incelemesi yapılabileceği, beyan etmiş oldukları matrah ve vergi artırımı nedeniyle adlarına tahakkuk etmiş olan vergileri de ödemek zorunda oldukları belirtilmiş olmasına rağmen 7143 sayılı kanunun, ödemelerle ilgili ortak hükümleri içeren 9.6 maddesinde  “İlk iki taksitin süresinde tam ödenmemesi ya da süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen diğer taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir.” hükmüne yer verilmiştir.

11/05/2018 tarihli ve 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un 5. maddesinin (4) numaralı fıkrasının (a) bendinin ikinci cümlesinde yer alan “…ancak bu madde hükmünden yararlanılamaz.” ibaresinin Anayasa’nın 2., 10. ve 73. maddelerine aykırılığı ileri sürülmüş,  Anayasa Mahkemesi söz konusu kuralın  ana yasaya  aykırı olmadığına karar vermiştir.

(Anayasa Mahkemesi’nin 22.10.2020 gün ve E:2019/100 K:2020/62 sayılı kararı. https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/01/20210106-8.pdf)

 

Anayasa Mahkemesinin Değerlendirmesi

 

Kural, Anayasa’nın 13., 35. ve 73. maddeleri yönünden incelenmiştir.

Kanun’un itiraz konusu kuralın da yer aldığı 5. maddesinde matrah veya vergi artırımı sonucu tahakkuk eden verginin ödenmemesi hâlinde 6183 sayılı Kanun’un 51. maddesine göre gecikme zammıyla birlikte takip ve tahsiline devam olunacağı ancak 7143 sayılı Kanun’un 5. madde hükmünden yararlanılamayacağı düzenlenmektedir. Bu itibarla matrah ve vergi artırımından yararlanma koşullarını yerine getirmeyen mükellef hakkında itiraz konusu kuralın yer aldığı maddenin sağladığı inceleme muafiyeti kaldırılarak vergi incelemesinin ve tarhiyatının yapılması mümkün hâle gelmektedir. Anılan kurallar gözetildiğinde sınırlamanın ulaşılabilir, belirli ve öngörülebilir bir kanun hükmüyle yapıldığı sonucuna varılmaktadır.

Kamu alacağı niteliğindeki vergi ve benzeri mali yükümlülüklerin ödenmesi için gerekli tedbirlerin alınması ve bu kapsamda gerekli ve uygun araçların seçilmesinde kanun koyucunun geniş bir takdir yetkisi bulunmaktadır. Kanun koyucunun bu konudaki takdir yetkisini kullanırken ödeme koşullarının yerine getirilmemesi durumunda hem matrah ve vergi artırımı sonucunda tahakkuk eden ancak ödenmeyen vergilerin 6183 sayılı Kanun uyarınca takip edilmesini hem de aynı döneme ve aynı vergi türüne ilişkin olarak vergi incelemesi veya tarhiyat yapılmasını mümkün kıldığı anlaşılmaktadır. İtiraz konusu kuralla, ödeme koşullarının yerine getirilmemesi durumunda mükellef hakkında vergi incelemesi yapılabilmesi imkânı öngörülmek suretiyle vergi borcunun doğru ve eksiksiz bir şekilde ödenmesinin ve böylece kamu alacağının tahsilinin güvence altına alınmasının amaçlandığı görülmektedir.

Bu çerçevede vergi idaresi matrah ve vergi artırımına konu vergi alacağının tahsili amacıyla anılan işlemlerden her ikisine aynı anda başvurabilecektir. Ancak aynı dönem için iki farklı vergilendirme işleminin yapılması suretiyle mükerrer vergilendirmeye yol açılacağını söylemek mümkün değildir. Zira kuralda, matrah ve vergi artırımından yararlanma koşullarına uymayan mükellef hakkında yapılacak vergi incelemesi sonucunda vergi tarhiyatı yapılması durumunda, matrah ve vergi artırımı üzerine tahakkuk eden vergilerin dikkate alınmasına engel olacak bir düzenlemeye yer verilmemiştir.

Öte yandan matrah ve vergi artırımından yararlanan mükelleflerin süresinde veya öngörülen şekilde ödeme yapmaması durumunda hakkında vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmaması imkânının ortadan kaldırılması, mükellefin kendi kusurunun yol açacağı bir sonuçtur. Kanun koyucunun amacının, matrah ve vergi artırımından yararlanan mükelleflerin Kanun’da öngörülen koşullara uymaması hâlinde, kendilerine sağlanan imkânlardan yoksun bırakılması olduğu anlaşılmaktadır.

Bunun yanı sıra kuralın uygulanmasından doğacak uyuşmazlıklara karşı yargı yoluna başvurulması da mümkündür. Ayrıca 213 sayılı Kanun gereği mükelleflerin vergi işlemlerindeki hataların düzeltilmesini vergi dairesinden isteyebilmesi mümkündür. Bu yöndeki başvurunun reddedilmesi durumunda ise mükellefler, ret işlemine karşı idari yargı yoluna başvurma imkânına sahiptir.

Bu durumda kuralla mülkiyet hakkına bir sınırlama getirilmiş ise de bunun kişilere şahsi olarak aşırı bir külfet yüklememesi için gerekli ve yeterli güvenceler sağlanmıştır.

Anayasa’nın 73. maddesinde; herkesin kamu giderlerini karşılamak üzere mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlü bulunduğu belirtilerek vergi ödevinin temel ilkeleri gösterilmiştir. Kaynağını Anayasa’dan alan bu ödev gereği mükelleflerin yükümlülüklerini zamanında, usulüne uygun ve eksiksiz yerine getirmesi gerekir.

Kanun koyucunun vergilendirme ödevinin zamanında yerine getirilmemesi dolayısıyla uygulama yetkisine sahip olduğu yaptırımlardan vazgeçebilmek ve buna ilişkin koşulları belirlemek konusunda anayasal sınırlar içinde kalmak şartıyla takdir yetkisi bulunmaktadır.

Kanun’un açıkça mükellefe yüklediği yükümlülüğe aykırı davranılması nedeniyle idarenin matrah ve vergi artırımında bulunulan döneme ilişkin inceleme yapması ve gerektiğinde vergilendirme işlemi tesis etmesi hususunda idareye makul bir yetki tanınmasında anayasal vergilendirme ilkelerine aykırı bir yön bulunmamaktadır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine oy çokluğuyla karar vermiştir.

Anayasa Mahkemesi 22.10.2020 gün ve E:2019/100 K:2020/62 sayılı kararıyla özetle;

 

“Vergi barışı kapsamında matrah artırımında bulunup ancak şartların ihlali durumunda (ödeme koşullarının yerine getirilmemesi) bu mükellefler hakkında hem matrah ve vergi artırımı sonucunda tahakkuk eden ancak ödenmeyen vergilerin 6183 sayılı Kanun uyarınca takip edilmesi hem de aynı döneme ve aynı vergi türüne ilişkin olarak vergi incelemesi veya tarhiyat yapılması mümkündür.” Görüşüne varmıştır

 

SONUÇ

Yapılandırma Kanunları mükellefler için borçlarını ödeyebilmeleri için yeni bir fırsat sunmaktadır. Vade tarihi geçmiş borçların faizleri silinmekte, enflasyon katsayısı kullanılarak borçlar yeniden yapılandırılmakta bunun yanında mükellefe ödeme konusunda da bazı kolaylıklar sağlanmaktadır. Matrah ve vergi artırımında bulunan mükellefler ise haklarında vergi incelemesi/tarhiyat yapılamaması avantajından faydalanmaktadır. Yapılandırma, matrah ve vergi artırımında bulunan mükelleflerin ilgili kanunlardaki haklarını kaybetmemek için mezkur kanunlardaki şartlara özenle uymaları gerekmektedir. Yapılandırma Kanunları kapsamında matrah artırımında bulunan ancak ödeme şartlarını süresinde yerine getirmeyen mükellefler hem vergi incelemeden korunma gibi avantajları kaybederken beyan edilen tutarlarında sonradan ödenmesi mükellefiyetiyle karşılaşmaktadırlar. Ayrıca, yapılandırma kanunları kapsamında amme borçlarının yeniden yapılandırılması nedeniyle amme alacağının özel kanunlara göre ödenmek üzere ödeme planına bağlanması tahsil zamanaşımı keserek yeni bir tahsil zaman aşımı süresinin başlamasına sebep olacaktır.

 

Vergi Uzmanı Gülay Ergül

 

 

Sorularınız için: davavergi@gmail.com

Yasal Uyarı: Yazılar tamamen yazarın kişisel görüşleri olup başka hiçbir kişi veya kurumu bağlamaz. Sitemizde yayınlanan yazılar telif hakları nedeniyle izin alınmaksızın ve atıf yapılmaksızın kullanılamaz. Yapılan atıflarda, MÜKELLEFHABER / www.davavergi.com adreslerinin belirtilmesi zorunludur.

Daha Fazla Bilgi Almak İçin Bizi Arayabilirsiniz:
WhatsApp chat