Vergi davaları,Vergi danışmanı
trende

VERGİ DAİRELERİNCE TEBLİĞ EDİLEN İHBARNAMELERE KARŞI BAŞVURU YOLLARI NELERDİR?

VERGİ DAİRELERİNCE TEBLİĞ EDİLEN İHBARNAMELERE KARŞI BAŞVURU YOLLARI NELERDİR?

VERGİ/CEZA İHBARNAMESİ VE BAŞVURULACAK KANUNİ YOLLAR

GİRİŞ

Vergi dairelerince, mükellefler hakkında resen veya ikmalen yapılan tarhıyatlar vergi ceza ihbarnameleriyle mükelleflere duyurulmaktadır. İhbarname, vergi dairesince tesis edilen idari bir işlemdir. Bu nedenle vergi ihbarnamelerine karşı mükelleflerin idari yargı da yani vergi mahkemelerinde dava açma hakkı bulunmaktadır. İhbarnameler hukuka uygunluk karinesinden yararlandıkları için vergi mahkemelerince iptal edilene kadar doğru olarak kabul edilir.

1-Vergi/Ceza İhbarnamesi Nedir?

Verginin tarhı, vergi alacağının kanunlarında gösterilen matrah ve nispetler üzerinden vergi dairesi tarafından hesaplanarak bu alacağı miktar itibariyle tespit eden idari muameledir.
Tebliğ ise, vergilendirmeyi ilgilendiren ve hüküm ifade eden hususların yetkili makamlar tarafından mükellefe veya ceza muhatabına yazıyla bildirilmesidir.
İhbarname esasının söz konusu olduğu durumlarda mükellefin bağlı olduğu vergi dairesince düzenlenen belge vergi/ceza ihbarnamesidir. Vergi Usul Kanununun 34. üncü maddesinde ihbarname esası, ikmalen ve re’sen tarh edilen vergilerin “İhbarname” ile ilgililere tebliği şeklinde tanımlanmıştır. Maddenin 2. fıkrasında Nev’i ve doğuşu ayrı olan vergiler için ayrı ihbarname kullanılır ifadesi yer almaktadır. Dolayısıyla, ikmalen, re’sen tarh edilen vergiler ve bunlara ilişkin cezalar vergi/ceza ihbarnamesi ile mükellefe tebliğ edilmek zorundadır. Vergi incelemesi veya takdir komisyonu kararları sonucunda tarh edilmesi gereken vergi veya cezalar, beyana dayalı tarhiyattan farklı olarak vergi/ceza ihbarnamesinin vergi mükellefine tebliğ edilmesiyle sonuç doğurmaktadır İhbarnameyle gönderilen vergi ve cezalar tahakkuk etmemiş, kesinleşmemiş işlemleri içermektedir.

2- İhbarnamenin Muhteviyatı

İhbarnamede bulunması gerekli bilgiler Vergi Usul Kanunun 35 inci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre ihbarnamede; İhbarnamenin sıra numarası, İhbarnamenin tanzim tarihi, verginin nev’i, mükellefin soyadı, adı (Tüzel kişilerde unvanı), mükellefin açık adresi, vergilendirme dönemi, verginin matrahı, verginin hesabı, verginin miktarı, kısa ve açık bir ifade ile ikmalen veya re’sen vergi tarhını icabettiren sebepler, vergi mahkemesinde dava açma süresi ve vergi mahkemesinde dava açma şekli olarak 12 madde halinde sayılmıştır. Maddenin son fıkrasında, takdir komisyonu kararı üzerine tarh edilen vergilerde, ihbarnameye ayrıca komisyon kararının ve re’sen takdiri gerektiren inceleme raporunun bir örneğinin ekleneceği belirtilmiştir.

3- Ceza ihbarnamesi

Vergi Usul Kanunun 366. Maddesinde ceza ihbarnamesi; Kesilen vergi cezaları ilgililere (Ceza ihbarnamesi) ile tebliğ olunur denilmiş, ihbarnamede yer alacak bilgileri ise: İhbarnamenin sıra numarası, düzenlendiği tarih, ilgililerin soyadı, adı ve unvanı, varsa mükellef numarası (mükellef hesap numarası), ilgilinin açık adresi, ilgili kanunun madde ve fıkra numaraları gösterilmek ve varsa mevcut deliller bildirilmek suretiyle olayın açıklanması, olayın ilgili bulunduğu vergilendirme veya hesap dönemi, varsa cezanın ilgili bulunduğu vergiye ait ihbarnamenin tarih ve numarası, varsa tekerrür ve içtima durumu, vergi cezasının hesabı ve miktarı, vergi mahkemesinde dava açma süresi olarak sıralamıştır.
Maddenin son fıkrasında ise; Cezayı gerektiren olayın tesbitine dair tutanak sureti ile inceleme raporunun birer örneği ihbarnameye bağlanacağı belirtilmiştir.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, Vergi Tekniği Raporlarının vergi ceza ihbarnamesi ekinde tebliğ edilmemiş olmasını, vergi tarhiyatlarının iptali için gerekçe olamayacağına karar verdi.
24.06.2020 tarih 31165 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun E:2020/9 ve K:2020/2 sayılı kararında özetle ‘Vergi ceza ihbarnameleri ekinde mükellefe tebliğ edilmeyen Vergi Tekniği Raporlarının, ihbarname ekinde tebliğ edilmemesinin esasa etkili bir şekil hatası oluşturmadığı, anılan raporların, gerek ara karar ile istenilmesi üzerine gerekse de dava aşamasında davalı idarece dava dosyasına tevdi edildiğini, bu sebeple mükellefin raporları inceleme imkanına kavuştuğunu, bu yolla raporlara erişimin mümkün olduğu ortamda adil yargılama hakkının ihlal edildiğinden söz edilemeyeceğini, vergi tekniği raporlarının ihbarnameye eklenmemesi nedeniyle, tarhiyatların iptali yönünde verilen kararların hukuka uygun olmadığı’ şeklinde karar vermiştir.
Vergi Usul Kanununun 35 ve 366 ncı maddelerindeki düzenlemelerin amacı, mükelleflerin haklarında yapılan tarhiyat ve kesilen cezanın hukuki dayanaklarını öğrenip tesis edilen işlem konusunda yeterli bilgiye sahip olmalarını sağlamaktır. Bu düzenlemeler ile vergi tarhı ve ceza kesme işlemlerinin ayrıntılı gerekçesinin işlem ile birlikte ve onunla eş zamanlı olarak mükellefe bildirilmesi şart koşulmaktadır.

4-İhbarnameyi Hükümsüz Kılan Eksiklikler

İhbarnamede bulunması gereken bilgilerden bir kısmı esasa ilişkindir. Vergi Usul Kanununun 108. maddesi; Tebliğ olunan vesikalar, esasa müessir olmayan şekil hatalarından dolayı hukukî kıymetlerini kaybetmezler; yalnız vergi ihbarı ile ilgili vesikalarda mükellefin adının, verginin nevi veya miktarının, vergi mahkemesinde dava açma süresinin hiç yazılmamış olması veyahut bu vesikaların görevli bir makam tarafından tanzim edilmemiş bulunması vesikayı hükümsüz kılacağını hükme bağlanmıştır.
Vergi Usul Kanunu’nun 108. maddesinde esasa etkili olan şekil hataları tek tek sayılırken esasa etkili olmayan şekil hataları yoruma bırakılmıştır. Danıştayın verdiği çeşitli kararlarla esasa etkili olmayan şekil hatalarına şu örnekler verilebilir; Vergilendirme döneminin yanlış yazılması, İlanen tebliğde mükellefin adresinin hiç yazılmaması veya yanlış yazılması, vergi ihbarnamesinde vergi matrahı ile oranının gösterilmemiş olması.

5. Vergi/Ceza İhbarnamesinin Tebliğ Tarihinden İtibaren Kullanılacak Yasal Haklar
Vergi ihbarnamesi tebliğ edilen mükellefler, adlarına düzenlenen vergi ve cezalar için, ceza ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde dava açma, uzlaşma ve cezada indirim talep etme hakkına sahiptirler.

A- Vergi Ziyaı, Usulsüzlük ve Özel Usulsüzlük Cezalarında İndirme

Vergi Usul Kanununun 376’ncı maddesinde, Mükellef veya vergi sorumlusu; İkmalen, resen veya idarece tarh edilen vergiyi veya vergi farkını ve vergi ziyaı, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının yarısını ihbarnamelerin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde ilgili vergi dairesine başvurarak vadesinde veya 6183 sayılı Kanunda belirtilen türden teminat göstererek vadenin bitmesinden itibaren üç ay içinde ödeyeceğini bildirirse kesilen cezanın yarısı, Uzlaşmanın vaki olması durumunda, üzerinde uzlaşılan vergiyi veya vergi farkını ve vergi ziyaı cezasının %75’ini, bu Kanunun ek 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan ödeme süreleri içinde öderse üzerinde uzlaşılan cezanın %25’i, indirilir.
Mükellef veya vergi sorumlusu ödeyeceğini bildirdiği vergi ve vergi cezasını yukarıda yazılı süre içinde ödemez veya dava konusu yaparsa bu madde hükmünden faydalandırılmaz.
Yukarıdaki hükümler vergi aslına tabi olmaksızın kesilen usulsüzlük cezaları hakkında da uygulanır denilmektedir.
Belirtilen maddede cezalarda indirimden yararlanabilme birtakım şartlara bağlanmaktadır. Bu şartları, indirimli ödeme talebinde bulunulması, vergi/ceza ihbarnamesine karşı dava açılmaması ile vergi aslı ve/ya da indirimden arta kalan cezanın süresi içinde ödenmesi olarak saymak mümkündür.
Ceza indirimi talebi üzerine tahakkuk ettirilen vergi ile indirimden arta kalan cezanın süresinde ödenmediğinin tespit edilmesi hâlinde, bu mükellefler indirimden faydalanamaz ve İndirilen ceza tutarı tekrar tahakkuk ettirilir. Ayrıca, teminat gösterilmesi nedeniyle verilen üç aylık sürede ödeme yapılmamış ise verilen süre normal vadeye dönüştürülür ve teminat paraya çevrilir.

B- Tarhiyat Sonrası Uzlaşma

Uzlaşma, mükelleflerin ikmalen, re’sen ve idarece salınan vergiler ve bunlara ilişkin cezalar konusunda yargı yoluna başvurmadan, vergi idaresi ile anlaşmak amacıyla başvurabilecekleri idari bir çözüm yoludur.
Mükellefler vergi/ceza ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde bağlı olduğu vergi dairesi veya uzlaşmaya yetkili komisyonların sekretarya hizmetlerini yürütmekle görevli birime başvurarak ikmalen, re’sen veya idarece tarh edilen vergilerle bunlara ilişkin vergi ziyaı cezaları için uzlaşma talebinde bulunabilirler.
Kaçakçılık suçlarından dolayı vergi ziyaı cezası kesilen tarhiyatlar ve bunlara ilişkin 3 kat kesilen vergi ziyaı cezaları, Usulsüzlük cezaları ve Özel usulsüzlük cezaları uzlaşma kapsamı dışındadır. Ayrıca Tarhiyat öncesi uzlaşmanın temin edilememiş veya uzlaşma müzekkeresinde uzlaşmaya varılamamış olması halinde mükellefler veya ceza muhatabı olanlar tarhiyat sonrası uzlaşma talebinde bulunamazlar. Uzlaşmaya varılması halinde vergi davası açılamaz, uzlaşma komisyon kararı kesindir. Üzerinde uzlaşılan vergi ve cezaların (30) gün içerisinde ödenmesi gerekir, ödenmemesi durumunda uzlaşma ortadan kalkmaz sadece vadeden sonra gecikme zammı işler.

C- İdari Makama Başvuru

Mükelleflerin vergi uyuşmazlıklarında, dava açmadan önce sadece işlemi yapmış olan idari makama başvuru yapma imkânı bulunmaktadır. Mükellefler, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini bağlı oldukları vergi dairesinden yazı ile isteyebilirler.
Vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanlar şikâyet yolu ile Maliye Bakanlığına müracaat edebilirler.

D-Yargı Yoluna Başvurma

Vergi Usul Kanununun 377. maddesinde de mükelleflerin ve kendilerine vergi cezası kesilenlerin, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı Vergi Mahkemesinde dava açabilecekleri belirtilmiştir. İYUK’un 7. maddesinde; Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür. Vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda: Tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde tahsilatın; tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin; tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin; tescile bağlı vergilerde tescilin yapıldığı ve idarenin dava açması gereken konularda ise ilgili merci veya komisyon kararının idareye geldiği; Tarihi izleyen günden başlar denilmektedir.

Mükellefin tarhiyatı dava konusu yapması halinde vergi tahakkuk etmemektedir. Verginin tahakkuku Vergi/Ceza ihbarnamesine dava açılması tahakkuku askıya alır. Dolayısıyla vergi borcu doğmamış olur. Tahakkuk işlemi, vergi mahkemesinin tarhiyatı kısmen veya tamamen onaylaması halinde mahkeme kararına göre hesaplanan vergiye ait ihbarnamenin tebliği ile gerçekleşmektedir. Dava süresince vergi aslına gecikme faizi işler, cezalara işlemez. Dava yolunun tercih edilmesi, uzlaşma ve indirim haklarından feragat anlamına gelir.

SONUÇ

Kendilerine vergi ceza ihbarnamesi tebliğ edilen mükelleflerin bu ihbarnameler üzerine başvurabilecekleri idari ve yargısal başvuru yolları bulunmaktadır. Kendisine usulüne uygun vergi ceza ihbarnamesi tebliğ edilen mükelleflerin mutlaka süresi içinde kendilerine yasal olarak tanınan başvuru yollarını kullanmaları çok önemlidir. Mükellefler, uzlaşma ve cezada indirim talebiyle idari makamlara başvuracakları gibi vergi yargısında dava açma süresi içinde vergi mahkemeleri nezdinde bizzat veya vergi alanında uzman bir avukat vasıtasıyla dava açabilirler. Tüm başvuruların süresinde ve usulüne uygun olarak yapılmasına özen gösterilmelidir.

Vergi Uzmanı Gülay Ergül

 

Sorularınız için: davavergi@gmail.com

Yasal Uyarı: Yazılar tamamen yazarın kişisel görüşleri olup başka hiçbir kişi veya kurumu bağlamaz. Sitemizde yayınlanan yazılar telif hakları nedeniyle izin alınmaksızın ve atıf yapılmaksızın kullanılamaz. Yapılan atıflarda, MÜKELLEFHABER / www.davavergi.com adreslerinin belirtilmesi zorunludur.

Daha Fazla Bilgi Almak İçin Bizi Arayabilirsiniz:
WhatsApp chat