Vergi davaları,Vergi danışmanı
trende

VERGİ BORCUNUN ZAMANAŞIMINA UĞRAMASI NEDİR?

VERGİ BORCUNUN ZAMANAŞIMINA UĞRAMASI NEDİR?

Zamanaşımı Nedir?

Vergide zamanaşımı kurumuna değinmeden önce zamanaşımı kavramının ne ihtiva ettiğine değinmek yararlı olacaktır. Zamanaşımı, “kanunda belirlenen sürelerin geçmesiyle borçluya alacak talebini reddetme hakkı tanıyan bir kavramdır.

Vergi mevzuatı açısından zamanaşımı da benzer şekilde;  kanunlarda öngörülen sürelerin dolması suretiyle vergi alacağının ortadan kalkmasıdır.

Türk Vergi Sisteminde Zamanaşımı

Türk Vergi Sisteminde iki tür zamanaşımı kurumu mevcuttur. Bunlardan ilki tahakkuk zamanaşımı olarak adlandırılıp Vergi Usul Kanunu’nda düzenlenmiştir. Diğeri ise, tahsil zamanaşımıdır ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulu Hakkındaki Kanun’da düzenlenmiştir.

Bu çalışmada 6183 sayılı kanunda düzenlenen Tahsil Zamanaşımı kurumu üzerinde durulacaktır.

Buna göre İlgili kanunun 102. Maddesine göre¸ – Amme alacağı, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar. Para cezalarına ait hususi kanunlarındaki zamanaşımı hükümleri mahfuzdur. Zamanaşımından sonra mükellefin rızaen yapacağı ödemeler kabul olunur.

Bir örnekle konuyu aydınlatacak olursak, 2016 yılında elde ettiğimiz kazanca ilişkin vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği yıl 2016 yılıdır fakat ilgili yılın vergisi 2017 yılında beyan edilip ödenir.(iki taksit halinde ) Eğer söz konusu vergi 2017’de ödenmediyse buna ilişkin zamanaşımı 2017’yi takip eden yıl olan 2018 yılından itibaren başlar ve bu yıldan itibaren 5 yılın sonunda tahsil zamanaşımına uğrar. Sonuç olarak; 2016 yılında elde edilen bir kazancın vergisi ödenmediği taktirde, 31.12.2022 yılında tahsil zamanaşımına uğrayacaktır. Diğer bir deyişle yukarıda belirtilen 5 yıl boyunca vergi borcu idare tarafından tahsil edilebilir niteliktedir. Bu sürenin bitimine kadar, tahsilat yapılamazsa borç zamanaşımına uğrayacaktır.

Zamanaşımına uğramış bir vergi ile ilgili olarak vergi dairesi mükellefe ödeme emri gönderemez. Ancak kanunun ilgili maddesinde de belirtildiği gibi mükellefin kendi rızasıyla yaptığı ödemeler kabul olunur.

Peki, Tahsil zamanaşımını durduran ve kesen sebepler nelerdir?

Bu konu 6183 sayılı kanunda düzenlenmiş olup kanun söz konusu sebepleri tadadi olarak belirtmiştir.

Buna göre ;Tahsil Zamanşımını Durduran Haller (AATUHK, m. 104/1):

  • Borçlunun yabancı ülkede bulunması,
  • Hileli iflâs etmesi
  • Terekesinin tasfiyesi dolayısıyla hakkında takibat yapılmasına imkânı bulunmaması.

Tahsil Zamanaşımını durduran sebeplerin varlığı halinde zamanaşımı, söz konusu sebep ortadan kalkıncaya kadar durur. Bu sebep ortadan kalktığında ise, sebebin kalktığı günü takiben zamanaşımı kaldığı yerden işlemeye devam eder.

Örnek verecek olursak, 2016 yılında elde edilen kazanca ilişkin olarak ödenmeyen verginin normal zaman aşımı süresinin 31.12.2022 olduğunu yukarda ifade etmiştik. Tarih 31.12.2019 iken, yani alacağın zamanaşımına uğramasına 2 tam yıl varken, borçlunun yabancı ülkede olduğu tespit edilirse zamanaşımı durur. Diyelim ki, borçlu yurtdışında 1 tam yıl kaldı ve geri döndü..Borçlunun  Türkiye’ye döndüğü günü takip eden günden itibaren zamanaşımı kaldığı yerden işlemeye devam eder. Bu durumda alacağın zamanaşımına uğramasına hala 2 yıl vardır. Diğer deyişle, borçlunun yurtdışında bulunduğu 1 yıl boyunca zamanaşımı durmuştur.

Tahsil Zamanaşımını Kesen Haller (AATUHK, m. 103) :

  • Borçlunun ödeme yapması,
  • Haciz uygulanması,
  • Cebren tahsil ve takip işlemleri sonucunda yapılan her çeşit tahsilât,
  • Ödeme emri tebliği,
  • Mal bildirimi, mal edinme ve mal artmalarının bildirilmesi,
  • Yukarıdaki işlemlerden herhangi birinin kefile veya yabancı kişi ve kurumların temsilcilerine uygulanması veya bunlar tarafından yapılması,
  • İhtilâflı kamu alacaklarında, yargı mercilerince bozma kararı verilmesi,
  • Kamu alacağının teminata bağlanması,
  • Yargı mercilerince yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi,
  • İki kamu idaresi arasında mevcut bir borç için, alacaklı kamu idaresi tarafından borçlu kamu idaresine borcun ödenmesi için yazı ile başvurulması.
  • (5035 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle eklenen bent) (31.12.2003 tarihinden geçerli olmak üzere) Amme alacağının özel kanunlara göre ödenmek üzere müracaatta bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması.

Tahsil zamanaşımını kesen sebeplerin varlığı halinde ise, o güne kadar işleyen zamanaşımı süresi silinerek 0’lanır.  Ve zaman aşımı, kesilmenin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından başlayarak yeniden/sıfırdan işlemeye başlar.

https://eduhukuk.com/odeme-emri-ve-tahsil-zamanasimi

Yine aynı örnekten hareket edecek olursak, 2016 yılında elde edilen kazanca ilişkin olarak ödenmeyen vergi, normal zaman aşımı süresi içinde 31.12.2022’de zamanaşımına uğrayacaktır. Diyelim ki, vergi dairesi 30.10.2011 tarihinde borçluya, usulüne uygun şekilde ödeme emri tebliğ etti. Bu durumda zamanaşımı süresi kesilir ve kesilmenin rastladığı yılı takip eden takvim yılı olan 01.01.2022’den başlayarak 0’dan yeniden işlemeye başlar.

Konunun daha iyi anlaşılması açısından aşağıya örnek Danıştay Kararları çıkarılmıştır. Burada çok fazla tartışma konusu olan bir husus da yüksek yargı kararıyla açıklığa kavuşacaktır. Şöyle ki; ödemenin zamanaşımını kesen unsurlar arasında sayıldığını belirtmiştik. Uygulamada, ilgili kamu alacağının zamanaşımının uğramasına çok az bir zaman kala, zamanaşımını kesme amacıyla ilgili idarenin memurları tarafından söz konusu borca 1-TL. veya 1 kr. gibi ödemeler yapılmaktadır. Bu ödemelerin zamanaşımını kesmeyeceği, çünkü söz konusu ödemelerin borçlu tarafından yapıldığını kabul etmenin  hayatın olağan akışına aykırı olduğu yönünde örnek karar da  aşağıda mevcuttur.

 

Danıştay 3. Daire 2010/4340 E. 20212/3047 K.

…….Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacının kanuni temsilcisi olduğu limited şirketten tahsil edilemeyen 2000 yılına ilişkin kamu alacağı nedeniyle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10’uncu maddesi uyarınca adına düzenlenen ödeme emirlerinin iptaline ilişkin hüküm fıkrası temyiz edilmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 102’nci maddesinin 1’inci fıkrasında, amme alacağının, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren beş yıl içinde tahsil edilmemesi halinde zamanaşımına uğrayacağı, 103’üncü maddesinde ise tahsil zamanaşımını kesen nedenler hükme bağlanmış olup, 1’inci fıkrasının 1’inci bendinde de “ödeme” tahsil zaman aşımını kesen nedenler arasında sayılmıştır.Mahkemelerince … tarihinde verilen ara kararı üzerine davalı İdare tarafından dosyaya sunulan belgelerin incelenmesinden, iptal edilen ödeme emirleri içeriği kamu alacakları için daha önce şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin 7.7.2003 tarihinde ilanen tebliğ edildiği, 22.11.2008 tarihinde ise her kamu alacağı için ayrı ayrı olmak üzere 1 kuruş ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır.
22.11.2008 tarihinde yapılan 1 kuruş tutarındaki ödemenin davacı tarafından yapıldığının kabulü iktisadi icaplara uygun düşmediği gibi hayatın olağan akışına göre normal bir durum da sayılamayacağından söz konusu ödeme nedeniyle zamanaşımı süresinin kesildiğinden bahsedilmesine olanak olmayıp,
ödeme emirlerinin ilanen tebliğinin ardından zamanaşımını kesen herhangi bir durumun ortaya çıkmadığı da dikkate alındığında, tahsil zamanaşımı süresinin dolduğu ve 31.12.2008 tarihine kadar tebliğ edilmesi gereken vergi ve cezalara ilişkin ödeme emirlerinin, zamanaşımı süresinin dolmasından sonra, 14.12.2009 tarihinde davacıya tebliğ edildiği açıktır.
Bu durumda,16.4.1999 tarihinde tescil edilen ve 30.4.1999 tarihinde ticaret sicil gazetesinde yayımlanan şirket ana sözleşmesiyle ilk yirmibeş yıl için şirketi temsil ve ilzama yetkili kılınan davacının kamu alacağının ilgili olduğu döneme ilişkin vergi ödevlerinin yerine getirilmesi konusunda yetki ve sorumluluğu devam ettiğinden, vergi mahkemesinin, davacının kanuni temsilciliğinin sona erdiği yolundaki yargısında hukuka uygunluk bulunmamakla birlikte, takip edilen kamu alacağının zamanaşımına uğraması karşısında ödeme emirlerinin iptaline ilişkin hüküm fıkrasında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

 

 

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2019/7266 E.  ,  2020/5664 K.

 

…..İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu ödeme emirleri içeriğinde yer alan adı geçen şirkete ait borçlara ilişkin olarak … tarih ve … sayılı haciz bildirisi ile …, …, … plakalı araçlara ve “… Mah. … ada … parsel”de bulunan fabrika vasıflı gayrimenkul üzerine … Tapu Sicil Müdürlüğü’nün … tarih ve … yevmiye numarası ile haciz uygulanması neticesinde zamanaşımının kesildiği, her ne kadar … tarih ve … sayılı haciz bildirisi ile sözü edilen araçlar için yakalamalı haciz şerhi konulmuş ise de, anılan araçlar için 2003 yılında haciz şerhi konulduğu dikkate alındığında 2008 yılında ki haczin yeni bir haciz uygulaması olmadığı, dolayısıyla zamanaşımını kesmeyeceği, bu durumda 31/12/2009 tarihinde amme alacağının tahsil zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle ödeme emirleri iptaledilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Asıl borçlu şirkete ait araçlar üzerine 2003 yılında konulan haczin eski borçlardan kaynaklandığı, dava konusu borçlar için ilk defa 2008 yılında haciz işlemi uygulandığı, dolayısıyla bu haciz işlemi nedeniyle zamanaşımının kesildiği ve söz konusu amme alacaklarının zamanaşımına uğramadığı ileri sürülmektedir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME ……. Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
(X)-KARŞIOY :
Haciz uygulanan gayrimenkuller üzerinde birçok haciz bulunması ve taşıtların yakalanamaması nedeniyle kamu alacağının tahsil edilemediği açık olduğundan, 2008 yılında söz konusu araçlar üzerine uygulanan yeni hacizlerin zamanaşımını kestiğinin kabulü gerekmektedir. Bu durumda 11/11/2008 tarihli hacizlerin yeni bir haciz olduğu ve bu tarih itibariyle zamanaşımının kesildiği, asıl borçlu şirketin diğer kanuni temsilcisine ait gayrimenkulün satılması neticesinde amme alacağının bir kısmı tahsil edildiğinden 21/10/2010 tarihinde zamanaşımının yeniden kesildiği açıktır. Dolayısıyla, kamu alacağının zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle dava konusu ödeme emrini iptal eden Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle Daire kararına katılmıyorum

 

 

 

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2017/1767 E.  ,  2021/1313 K.

 

……İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu ödeme emri içeriği vergi ve cezaların tahsili amacıyla asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin, şirketin bilinen adresinde tebliğ edilememesi nedeniyle ilanen tebliğ yoluna gidilmiş ise de söz konusu ödeme emirlerinin tebliğ edilemediğine dair tebliğ alındısının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 102. maddesine uygun olarak komşulardan bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden biri veyahut bir zabıta memurunun imzasına yer verilmek suretiyle tutanak haline getirilmediği anlaşıldığından ilanen tebliğ koşullarının oluştuğundan ve kamu alacağının usulüne uygun kesinleştiğinden söz edilemeyeceği gerekçesiyle ödeme emri iptal edilmiştir.
.

 

……. zamanaşımı, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanmış ve zamanaşımının, mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade edeceği belirtilmiş, 114. madde de vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı hükme bağlanmıştır.
……6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 58. maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren Kanun’da gösterilen süre içinde itirazda bulunabileceği hükmüne yer verilmiştir.

 

HUKUKİ DEĞERLENDİRME


Dava konusu ödeme emri içeriği vergi ve cezaları içeren ve asıl borçlu şirket adına düzenlenen ihbarnamelerin, 213 sayılı Kanun’un tebligatla ilgili hükümlerine göre tebliği gerekirken 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre muhtar imzası alınarak düzenlenen tutanak gereğince kapıya yapıştırılmak suretiyle usulsüz tebliğ edildiği dikkate alındığında, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından itibaren beş yıl içinde usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeyen, dolayısıyla zamanaşımına uğradığı anlaşılan amme alacağı için davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uygunluk bulunmadığından, dava konusu ödeme emrini yazılı gerekçeyle iptal eden Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddi yolundaki kararda sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

 

SONUÇ

Bu çalışmada 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulu Hakkındaki Kanun’da düzenlenen tahsil zamanaşımın ne olduğunu ve zamanaşımını durduran ve kesen sebeplerin neler olduğu ele alınmış olup örnek Danıştay Kararlarıyla da konunun uygulamadaki önemi daha net bir şekilde ifade edilmeye çalışılmıştır.

Ayşegül AKBAL (Avukat/Arabulucu)

 

Sorularınız için: davavergi@gmail.com

 

Yasal Uyarı: Yazılar tamamen yazarın kişisel görüşleri olup başka hiçbir kişi veya kurumu bağlamaz. Sitemizde yayınlanan yazılar telif hakları nedeniyle izin alınmaksızın ve atıf yapılmaksızın kullanılamaz. Yapılan atıflarda, MÜKELLEFHABER / www.davavergi.com adreslerinin belirtilmesi zorunludur.

 

 

 

 

 

 

YARARLANILAN KAYNAKLAR:

Türk Vergi Sistemi, İstanbulkariyer Yayınları

(https://www.besler.av.tr/zamanasimi-nedir/)

https://eduhukuk.com/odeme-emri-ve-tahsil-zamanasimi

 

ETİKETLER:
Daha Fazla Bilgi Almak İçin Bizi Arayabilirsiniz:
WhatsApp chat