Vergi davaları,Vergi danışmanı
trende

VERGİ MAHKEMELERİNDE DAVA AÇMA SÜRELERİ

VERGİ MAHKEMELERİNDE DAVA AÇMA SÜRELERİ

VERGİ MAHKEMELERİNDE DAVA AÇMA SÜRELERİ ve DAVA AÇMA SÜRELERİYLE İLGİLİ BİLİNMESİ GEREKEN ÖZEL DURUMLAR NELERDİR?

 

GİRİŞ

Vergi idaresince tesis edilen işlemler nedeniyle kişisel hakları etkilenen mükelleflerin bu işlemlere karşı vergi mahkemeleri nezdinde itiraz edebilmeleri yani dava açabilmeleri mümkündür.

Vergi dairesince tesis edilen ve idari davaya konu olabilen işlemleri tarh işlemi, ödeme emri tebliği, haciz tatbiki, iade talebinin reddi işlemi gibi çoğaltmak mümkündür.

 

VERGİ MAHKEMELERİNDE GENEL DAVA AÇMA SÜRESİ

 

Vergi Mahkemelerinde dava açma süresi için öncelikler İdari Yargılama Usulü Kanununa bakmamız gerekmektedir. Vergi mahkemelerinde dava açma süreleri İYUK M.7 de belirtildiği gibi özel kanunlarda ayrı süreler belirtilmediği hallerde 30 gündür.

Vergi – Ceza ihbarnamesine karşı ve ihtirazı kayıtla verilen beyannameye karşı açılacak davalarda aksine bir düzenleme olmadığından dava açma süresi 30 gündür. Söz konusu 30 günlük dava açma süresi vergi-ceza ihbarnamesine karşı açılacak davalarda ihbarnamenin tebliği ile başlar. İhtirazı kayıtla verilen beyannameye karşı davalarda süre tahakkuk fişinin kesildiği günden itibaren başlar. Bununla birlikte Amme Alacaklarının Tahsili Hakkında Kanunun (AATUHK)m.15, m.20, m.58, m.64 belirtilen hallerde dava açma süresi 15 gündür. Bahsi geçen maddelerde 15 gün içinde vergi itiraz komisyonuna başvuru yapılacağı yazsa da 2576 sayılı kanun gereğince itiraz deyimi vergi mahkemelerine dava açılması anlamını taşır.

 

ÖZEL DAVA AÇMA SÜRELERİ

 

Peki dava açma süresi 15 gün olan hallerde hangileridir?

İhtiyati tahakkuk ve ardından gelen ihtiyati haciz ve haciz varakası düzenlenmesi işlemleri yine ve AATUHK’ ye göre düzenlenen ödeme emrine karşı açılacak vergi mahkemesi davalarında dava açma süresi 15 gündür.

AAATUHK göre yapılan işlemlere ilişkin açılacak davaların konusu bakımından karıştırılmaması gereken noktalar vardır. Şöyle ki vergi idaresinin davacı durumunda olduğu yani vergi alacağının tahsilini imkansız kılmak amacı taşıyan eylemlere karşı ve ihalenin feshi gibi konularda açılacak davalar adli yargıda açılmalıdır. Bu konularda açılacak davalar, açıkça vergi mahkemelerinin görev konusu değildir.

 

UZLAŞMA TALEBİ DAVA AÇMA SÜRESİNİ DURUR MU?

Vergi mahkemelerinde açılacak davalar bakımından dava açma sürelerinin Danıştay 6. Dairesinin 04.12.2017 tarihli 2016/1480 Esas 2017/13026 Karar sayılı kararı ve emsal nitelik taşıyan diğer kararlarında da söz konusu sürelerin hak düşürücü süreler olduğunu kabul etmiştir. Dolayısıyla sürenin dolması idarenin haksız eylemini hukuka uygun hale getirmese ve diğer yasal haklar korunmaya devam etse de sürelerin dolması ile dava açma hakkı sona ermiş olacaktır.

Ancak uzlaşma talebi ile söz konusu dava açma süresi hakkında özel bir düzenleme mevcuttur. Şöyle ki Uzlaşma Yönetmeliği gereğince uzlaşma işlemi sonuçlanana kadar dava açılmaz açıldı ise de vergi mahkemelerinde inceleme yapılamaz. Uzlaşma sağlanamaması halinde ise tutanağın mükellefe tebliğinden itibaren dava açılabilir. 30 gün olan dava açma süresi bitmiş ya da 15 günden az kalmış mükellefler için dava açma süresi 15 gün olarak uzar. Dava açma süresinin uzamasını sağlayan istisnai durumun yalnızca uzlaşma konusu olan hallerde geçerli olduğu unutulmamalıdır. Zira Danıştay Vergi Dava Daireleri kurulu 20.11.2009 tarihli 2008/862 esas 2009/1575 karar sayılı kararında Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu 23.10.1986 tarihli 1986/2 Esas 1986/2 Karar sayılı kararın atıf yaparak

‘…otuz gün olan dava açma süresinde uzlaşma yoluna başvurmakla birlikte dava açmayanlara, uzlaşmaya varılamaması halinde ve dava açma süresi geçmiş olması durumunda dava açma imkanı tanıyan ek süre olup; uzlaşma komisyonunun yetkisine girmemesi nedeniyle komisyonca görüşülmeksin reddedilen uzlaşma istemlerinin konusunu oluşturan ve dava açma süresi geçirilen vergi veya cezaların yetkili vergi mahkemesinde davaya konu yapılabilmesini kapsamamaktadır…’

ifadesi ile 15 gün olan ek sürenin ancak usulüne uygun yapılan uzlaşma taleplerine ilişkin kararların tebliği ile başlayacağına dikkat çekmiştir.

 

MALİ TATİL UYGULAMASINDA SÜRE

 

Her yıl temmuz ayının biri ile yirmisi arasında (yirmisi dahil) malî tatil uygulanmaktadır. Son günü malî tatile rastlayan süreler, tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamaktadır.

5604 sayılı Mali Tatil İhdas Edilmesi Hakkındaki Kanun ile, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirli sürelerde yapılması gereken muhasebe kayıt süreleri, bildirim süreleri ve vergiyle ilgili işlemlere ilişkin dava açma süreleri malî tatil süresince işlemez. Belirtilen süreler malî tatilin bitiminden itibaren tekrar işlemeye başlar. [1] Malî tatilin sona erdiği günü izleyen beş gün içinde biten bu madde kapsamındaki kanuni ve idari süreler, malî tatilin son gününü izleyen tarihten itibaren beşinci günün mesai saati bitiminde sona ermiş sayılır.

Bu düzenlemelerden de anlaşılacağı gibi mali tatil olarak kabul edilen dönemde vergi mahkemelerindeki dava açma süresi ayrıca belirlenmiştir. Özel tüketim vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisi, özel iletişim vergisi, şans oyunları vergisi ile gümrük idareleri, il özel idareleri ve belediyeler tarafından tarh ve/veya tahsil edilen vergi, resim ve harçlarla ilgili olarak malî tatil uygulanmayacağının da bilinmesi gerekmektedir.

 

 

MÜCBİR SEBEP DAVA AÇMA SÜRELERİNE ETKİ EDER Mİ?

 

Mücbir sebep tanımı Vergi Usul Kanunu madde 13 de yer almaktadır. Madde metninde dört madde halinde mücbir sebep halleri sayılsa da dördüncü fıkrada yer alan ‘gibi haller’ ibaresi mücbir sebep tanımının sayılan hallerle sınırlı olmadığına işaret etmektedir. Bununla birlikte İdari Yargılama Hukukunda dava açma sürelerinin kamu düzeninden olduğu ve hak düşürücü nitelikte olmaları nedeniyle mücbir sebep hallerin de sürelerin işleyeceği yönünde Danıştay kararları ve doktrin görüşleri bulunmaktadır. Danıştay 3. Dairesi 15.10.2006 tarihli 2006/1488 esas 2006/2447 karar sayılı kararında;

‘…Vergi Usul Kanununun değinilen kuralları; dava açma süresi, bu sürenin başlangıcı, durması, uzaması veya kesilmesine ilişkin bir düzenleme içermediği gibi zorlayıcı nedenler Vergi Usul Kanununda sadece Vergi ödevlerinin zamanında yerine getirilmesini önleyen ve bu ödevlerle ilgili süreleri durduran durumlardan kabul edilmiştir.

Yargı yoluna başvurma, hak arama özgürlüğünün kullanılması olup, maddi Vergi hukukunun Vergi yükümlülerine yüklediği Vergi ödevlerinin yerine getirilmesiyle ilgisinin bulunmaması karşısında ve yukarıda değinilen düzenlemeler gereğince ağır hastalık hali Vergi mahkemesinde dava açma süresine etkili bir durum oluşturmadığından…’ bahisle mücbir sebep halinde sürelerin işlemeye devam etmesinde bir hukuka aykırılık olmadığını belirtmiştir.

Ancak mücbir sebep hallerinde sürelerin işlemeye devam etmesinin hak arama özgürlüğü ile bağdaşmadığına, sürelerin durmaması için hiçbir haklı nedenin olmadığına vurgu yaparak aksi görüş belirten Danıştay kararı ve doktrin görüşleri de mevcuttur. Danıştay 7.Dairesi 24.03.1999 tarih ve E:1999/653, K:1999/1305 sayılı kararında;

“Yukarıda sözü edilen İdari Yargılama Usulü Kanununun ilgili maddelerinde dava açma ve kanun yoluna başvurma sürelerini durduran sebepler sayılmış; ancak, hastalık hali bunlar arasında gösterilmemiştir. Bununla birlikte; söz konusu sürelerin mücbir sebep sayılan durumların varlığı halinde işlememesi de hak arama özgürlüğünün niteliği ve önemi itibariyle gereklidir. Hak arama özgürlüğünün kullanılması bakımından, kişinin iradesi dışında gelişen afet ve felaketler, savaş hali ve benzeri durumlarla, bu hakkın kullanmasını olanaksız kılan çok ağır hastalık halleri, mücbir sebep sayılabilecek niteliktedir.” ifadelerine yer verilmiştir.

Kısaca mücbir sebep hallerinin vergi mahkemelerinde dava açma sürelerine etki edip etmeyeceği noktasında bir fikir birliği bulunmamaktadır. Yakın tarihli diğer Danıştay kararları da incelendiğinde mücbir sebebin vergi dairesi işlemler için geçerli olduğu kabulünün yanı sıra mükelleflerin açacakları davada kendilerini bir vekille temsil ettirebilecekleri de göz önünde bulundurularak ağır hastalık gibi sebeplerin dava sürelerine etki etmeyeceği görüşünün daha sık karşılaşıldığı görülecektir.

 

ADLİ TATİLDE DAVA AÇMA SÜRELERİ UZAR MI?

Adli tatil 20 Temmuz- 31 Ağustos aralığını kapsayan çalışmaya ara verme zamanı ifade eder. İYUK madde 8 de sürelerin çalışmaya ara verme zamanına rastlaması halinde sürelerin ara vermenin sona ermesini takip eden günden itibaren 7 gün uzayacağı belirtilmiştir.

Belirtildiği gibi vergi mahkemeleri için kanunda yer alan süreler hak düşürücü süreler olarak kabul edilir. Dolayısıyla sürelerin dolması ile dava hakkı kullanılamaz hale gelir. İdare işlemlerini ilgililere bildirmek ve bu bildirim sırasında işlemine ilişkin yasal başvuru yollarını belirtmekle yükümlüdür. Hak kayıplarının yaşanmaması adına söz konusu yasal uyarılar dikkatle incelenmelidir.

 

SONUÇ

 

Vergisel işlemlere karşı dava açmak isteyen mükelleflerin öncelikle dikkat etmesi gereken konuların başında dava açma süresi gelmektedir. Zira, süresi içimde dava açılmayan hallerde vergi mahkemesi ilk inceleme aşamasında davanın süre aşımı yönünden reddine karar verir. Bu dosyalarda işin esası incelenemez. Süre yönünden reddedilen bir davada mükelleflerin/davacıların hem zaman kaybı hem yargılama giderlerine katlanma gibi maliyetlerin yanında ciddi hak kayıpları da oluşmaktadır. Yukarı da kısaca üzerinde durulduğu üzere, dava açma süresiyle ilgili dikkat edilmesi gereken birçok husus bulunmaktadır.

Bu nedenlerle kendilerine vergi ceza ihbarnamesi, ödeme emri gibi dava konusu edilebilecek işlemler tebliğ edildiğinde mükelleflerin vergi alanında uzman bir avukat vasıtasıyla veya vergi alanında uzman kişilerden destek alınarak bizzat “dava açma süresi içinde” yetkili vergi mahkemeleri nezdinde dava konusu yapabilmeleri mümkündür.

Av. NESLİHAN BOSTANCI

 

 

 

Yasal Uyarı: Yazılar tamamen yazarın kişisel görüşleri olup başka hiçbir kişi veya kurumu bağlamaz. Sitemizde yayınlanan yazılar telif hakları nedeniyle izin alınmaksızın ve atıf yapılmaksızın kullanılamaz. Yapılan atıflarda, MÜKELLEFHABER / www.davavergi.com adreslerinin belirtilmesi zorunludur.

 

[1] 5604 sayılı Mali Tatil İhdas Edilmesi Hakkındaki Kanun 28/3/2007 tarih ve 26476 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

Daha Fazla Bilgi Almak İçin Bizi Arayabilirsiniz:
WhatsApp chat