Vergi davaları,Vergi danışmanı
trende

MÜKELLEFLER KENDİ BEYANLARINA KARŞI VERGİ DAVASI AÇABİLİR Mİ?

MÜKELLEFLER KENDİ BEYANLARINA KARŞI VERGİ DAVASI AÇABİLİR Mİ?

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 377. maddesinde, mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenler, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabileceği, vergi dairesinin, tadilat ve takdir komisyonlarınca tahmin ve takdir olunan matrahlara karşı vergi mahkemesinde dava açabileceği, Belediyelerde dava açma yetkisini belediye adına varidat müdürü, olmayan yerlerde hesap işleri müdürü veya o görevi yapanların kullanacağı hükme bağlanmıştır.
Vergi Usul Kanununa göre vergi mahkemesinde dava açabilecekler; mükellefler, kendine vergi cezası kesilenler, vergi daireleri ve belediyeler olarak sayılmıştır.
Anayasa Mahkemesi, mükelleflerin beyan ettikleri matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacaklarına ilişkin hükmün Anayasaya aykırı olmadığına karar verdi.
Anayasa Mahkemesi, 14.6.2017 gün ve Esas Sayısı : 2017/24 Karar Sayısı: 2017/112 sayılı kararıyla, 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 23.6.1982 tarihli ve 2686 sayılı Kanun’un 51. maddesiyle değiştirilen 378. maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “Mükellefler beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamazlar.” hükmünün Anayasa’ya aykırı olmadığına oy çokluğuyla karar verdi.
İtiraz konusu olay, ihtirazi kayıtla verilen kurumlar vergisi düzeltme beyannamesi üzerine tahakkuk eden kurumlar vergisi ile kurumlar vergisi üzerinden kesilen bir kat vergi ziyaı cezasının iptali talebiyle açılan davada İstanbul 9. Vergi Mahkemesi tarafından itiraz yoluna başvurulması üzerine verilmiştir.
Anayasa Mahkemesi itiraz konusu hükmün anayasaya aykırı olmadığına karar verirken, düzeltme beyannamesi ve ihtirazi kayıt müessesesine dair önemli tespitlerde yapmıştır. Yüksek Mahkeme, itiraz başvuru gerekçesinden hareketle, ihtirazi kaydın uygulamada ortaya çıkan ve düzeltme beyannamesi olarak adlandırılan beyannamelere konulup konulamayacağı; konulabilse dahi dava açma hakkını tanıyıp tanımayacağı esasında itiraz konusu kuralın değil, kuralın istisnasının kanuni dayanağı olan 2577 sayılı Kanun’un 27. maddesinin (4) numaralı fıkrasının yorumundan kaynaklandığını, 2577 sayılı Kanun’un 27. maddesinin (4) numaralı fıkrasında beyannameler arasında herhangi bir ayrım yapılmadığını, kanuni süresinden sonra verilen beyannamelere ihtirazi kayıt konulup konulamaması hususunun içtihat farklılığına neden olduğu gerekçesiyle Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de herhangi bir düzenlemenin mahkemeler arasında içtihat uyuşmazlıklarına neden olması yargılama hukukunun doğası gereği her zaman mümkün olup bu durumun anayasal bir sorun oluşturmasının söz konusu olmadığı, kaldı ki hukuk sistemi içerisinde mahkemeler arasındaki içtihat uyuşmazlıklarını çözecek hukuki yollara yer verildiği belirtilmiştir.

NOT: YASAL HAKLAR SAKLIDIR. YAZILAR İZİN ALINMAKSIZIN VE ATIF YAPILMAKSIZIN KULLANILAMAZ. www.davavergi.com

ETİKETLER:
Daha Fazla Bilgi Almak İçin Bizi Arayabilirsiniz:
WhatsApp chat